1 Kasım 2012 Perşembe

Kendi düşen ağlamaz...

Ankara'nın ayazı...
Varmı bilmeyen ?

Varsa söyliym
Kaba etinin buz kesilmesi kısaca.

Şu yazı bi dursun kenarda başka bi şey diyecem.

Geçenlerde başbakan ulusa sesleniş yaptı.
29 dakika seslendi.

Hiç de gereği yoktu, boşuna nefesini yordu.
Biz biliyoruz ki,

Sonbahar + Ulusa sesleniş = Kombiyi kıs

Doğal gaza zam, elektriğe zam. Ee neyle ısınacaz.
En iyisi boşver üşüyelim. Zaten soğuk havada beyin fonksyonları yavaş çalışıyorumuş.
Birilerinin işine gelir. Siz merak etmeyin, biz evde koyun koyna sarılıp ısınırız.
Bir çoğumuz yabancılık çekmez bu duruma zaten.

Bizde kömürde çok.
Menşeii belli artık sağır sultan biliyo.

Tamam kömür yakalım. Ee sonra.
Sokaklar duman konseri. Göz gözü görmüyo.
Her yer zoba dumanı.

Dün farkettim Ankara olarak zamanda yolculuğu gerçekleştirmişiz habermiz yok.
On beş sene öncesine döndük.

O sokaklarda, parklarda CO2 yi ciğerine çeken tinerci gençlik, iyi kafa yaptığını anlayınca tineri bıraktı bacalara sarıldı.

Bak bir çok soruna çözüm oldu bu zam.

Ve üstelik esmiyo abi. Esse yine dağıtır biraz.

Araştırmaya devam ettikçe de eneteresan şeylerle karşılaşıyorum.
Zamanında aynı sorunla karşılaşan farklı bir hükümet, Elmadağ'a dev pervane koyma fikrini gündeme getirmiş.

Şimdi ağlasammı, gülsemmi bilemedim ?

Velhasıl kelam...

Başta yarım bıraktığım konuya geri döneyim.
Ankara'nın ayazı donduruyo adamı.
Önümüz kış ve daha ilk soğuklar gelmeden yapılan doğal gaz zamı, bana bir atasözünü hatırlattı.
Sakın ama sakın homurdanmayın.


Kendi düşen ağlamaz...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder